|
|
|
|
|
Başyazı, Ömer Lütfi Kanburoğlu, EMASYA
EMASYA
Türkiye’nin sanki başka derdi yokmuş gibi kamuoyu gündemini gereksiz bir şekilde işgal eden EMASYA (Emniyet-Asayiş-Yardımlaşma) protokolü, Genelkurmay Başkanlığı Harekât Dairesi Başkanı Korgeneral Mehmet Eröz ile İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş’in imzalarıyla yürürlükten kaldırıldı.
Protokol 07 Temmuz 1997 tarihinde İller İdaresi Kanunu’nun uygulanmasına yönelik olarak İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında Emniyet Asayiş Yardımlaşma (EMASYA) adıyla imzalanmıştı ve dün, 03 Şubat 2010 tarihinde yürürlüğe girdiği gibi iki imza ile yürürlükten kaldırıldı.
Yani, bu kadar basitti…
Peki, bu kadar basit bir konu niye aylardır sanki garnizondaki birlikler her gün tanklara binip hükümete saldırıyormuş, darbe yapıyormuş gibi işlenip durdu?
Bu protokol (umarım böyle bir gün hiç gelmez, temenni etmem) mülki amirin zaafa düştüğü durumlarda devreye girmesi üzerine tasarlanmış bir tedbirden ibaretti. Mülki amir nasıl zaafa düşer derseniz birkaç örnekle açıklayalım: Mesela bir depremde valilik konağı yerle bir olur otorite boşluğu doğabilir veya öyle bir ayaklanma olur ki vali öldürülebilir, rehin alınabilir polis gücü bunun üstesinden gelemez. Neticede örneklerini çok gördük Sivas’ta insanları cayır cayır yaktılar güvenlik güçleri seyretti, PKK’lılar kafalarına ne eserse istedikleri gibi eylem yapıyorlar ve polis seyrediyor. Polis dediğiniz üç-beş tane aile babası, akşam eve götüreceği ekmeği düşünüyor, yeri geldi mi bana ne diyebiliyor, insani duyguları olduğu için onları eleştiremeyiz.
Devletin işleyişini bilmeyenler “o kadar büyük olaylar olursa asker zaten devreye girer” diye düşünebilir. Hayır, asker hiçbir zaman “zaten” devreye girmez. Bugün hakkında oluşturulan yalan haberlerin aksine, Türk ordusu kanunun kendisine vermediği hiçbir yetkiyi kullanmaz, her şey yazılı talimatlar üzerine kuruludur. Eğer bir komutan haklı sebeplere dayansa dahi böyle kritik zamanlarda kendi inisiyatifi ile doğrudan olaylara müdahale ederse bu kanuna aykırıdır ve emin olun hiçbir komutan ileride yargılanma riskini göz önüne alıp böyle bir teşebbüste bulunmayacaktır.
Uzmanlar eğer bir gün gerekirse diye zincirdeki bu otorite boşluğunu fark edip zamanında tedbir almışlar. Eğer siz hükümet olarak buna karşıysanız kaldırırsınız. Umarım ileride bir şey vuku bulursa da bunun herhalde tedbirini alacak kadar da kafanız çalışıyordur; aksi halde bunun siyasi sonuçlarına siz katlanırsınız.
Bu bir siyasi tercihtir. Bunu sanki demokrasinin önünde bir tehdit, yapmak istediğiniz reformların önünde bir engel gibi kamuoyu önünde tartışmaya açmak ne derece doğrudur? Devleti eğer halk ile beraber yönetecekseniz o zaman 60 milyonun hepsini milletvekili 10 milyonunu da bakan yapın, maaşa bağlayın. Her kafadan bir ses çıksın, tıpkı bugün olduğu gibi.
Bu kadar basit bir konuda bile karar alamıyor, bir imza atamıyorsanız, koskoca ülkeyi nasıl yönetiyorsunuz?
Yoksa yönetemiyor musunuz?
Millet sizi ülkeyi yönetin diye seçti.
Oysa siz sürekli şikayet ediyorsunuz.
Lütfen, ülkeyi YÖNETİN!
Kalın sağlıcakla,
omer@kanburoglu.com < 05 Şubat 2010
EMASYA
So, why so simple an issue for months if the government garrison troops
attacked with tanks every day, processed and stood as if in shock?
Stay healty, omer@kanburoglu.com < Feb 05, 2010
|
|