Ömer Lütfi Kanburoğlu, İflas Eden Dış Politikamız / Bankruptcy Foreign Policy

 

 

 

 

İflas Eden Dış Politikamız

 

 

Soğuk savaş döneminde Sovyet tehdidine karşı gelişen Türk-ABD ilişkileri, Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra ABD’nin değişen tehdit algısı ile başımıza bela olmaya başladı.

 

Eskiden müşterek olan tehdit algımız, artık zıt kutuplara doğru ilerliyor. ABD’nin tehdit olarak gördüğü her şey aslında bizim jeopolitik ve jeostratejik olarak iyi ilişkiler içerisinde bulunmamızı gerektiren devletler. Uluslararası ilişkilerde “doğal dost, doğal müttefik, ebedi dostluk” gibi terimler sadece propaganda amaçlı kullanılır. Aslında hiçbir devlet bir diğerinin dostu değildir ve olamaz. Devletler arasındaki ilişkiler karşılıklı menfaat esasına göre yürütülür. Bir devletin diğerinden çıkarı yoksa onunla “laf olsun, torba dolsun” diye ilişki kurması beklenemez. Karşılıklı ilişkilerde mütekabiliyet esası çok önemlidir. Eğer biri size düşmanlık yapıyorsa, sizin ona dostluk yapmanız cehalet ya da hıyanet ile açıklanabilir.

 

AKP hükümetinin dokuz yıldır propaganda amaçlı kullandığı dış politika argümanı “komşularımızla sıfır sorun politikası” artık iflas etmiş durumda. Aslında iflas etmesi için önce böyle bir yapının kurulmuş olması lazım ama böyle bir şey zaten yoktu, hiçbir zaman olmadı ve olmayacaktı; sadece, bugün geldiğimiz noktada AKP’nin dış politika maceraperestleri zaman içerisinde bunu anlamış oldular.

 

Kaybeden Türkiye Oldu

Yandaş medyada her ne kadar “Arap baharı ile Ortadoğu’da Türkiye’nin yükselen itibarı” manşetlere çekiliyorsa da hiç kimse Suriye ve Libya sokaklarında Recep Tayyip Erdoğan aleyhine yapılan gösterilerden bahsetmiyor.

 

Başbakan Erdoğan’ın ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı olduğunu her fırsatta övünerek söylemesinden sonra, şimdi de  ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton tarafından açıklanan “Küresel Terörizmle Mücadele Forumu”  eşbaşkanlığını ABD ve Türkiye üstlenecek. Clinton’a göre Forum’un en önemli amacı, otoriter rejimlerin pençesinden kurtulan Ortadoğu ülkelerinde köktendinci terörizmin zemin kazanmasını engellemek olacak.

 

Hayırlı olsun.

 

Harp Akademileri Komutanlığı'nın 2002 yılında düzenlediği “Türkiye'nin Etrafında Barış Kuşağı Nasıl Oluşturulur” konulu sempozyumda konuşan Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç, Türkiye’nin AB’den vazgeçerek Rusya Federasyonu ve İran'ı kapsayacak yeni arayışlara yönelmesi gerektiğini söylemişti. Orgeneral Kılınç o tarihlerde bu sözleri “halkın bilmediği birçok şeyi bilen” devletin en üst düzey yetkililerinden biri olarak söylüyordu. Bu sözlerin üzerinden dokuz sene geçti ve geldiğimiz nokta ortada; Avrupa Birliği büyüdü ve artık batarak dağılma noktasına geldi ama biz hala kapısında “uşaklık” yapıyoruz. Tehdit algılamalarımız tamamen farklı olmasına rağmen hala ABD güdümlü bir dış politika sahibiyiz. Bu yeni bir şey değil. Yeni olan, dış politikamız tamamen ABD güdümünde ve bunun aleyhimize olmasına rağmen kamuoyuna basit dezenformasyon taktikleri ile tam tersi bir yapı sergilenmesi. Oysa eskiden herkes yaptığının bedelini ödüyordu.

 

Koalisyon hükümeti döneminde Abdullah Öcalan’ın idam dosyasını TBMM’ye göndermek isteyen MHP’nin haklı ısrarı, ABD’nin “Bunu yaparsanız Türkiye’nin Güneydoğusunda toplu ayaklanmalar başlayacak” tehdidi ile engellenmişti. O sırada bu tehdide boyun eğen Türk devleti bugün bunun ceremesini çekiyor.

 

İsrail’i İran saldırısına karşı korumak için ABD’nin kendi topraklarımıza “füze kalkanı” yerleştirmesine izin verenlerin daha sonra “senaryo” gereği İsrail ile kedi-köpek gibi dalaşması doğrusu çok komik oluyor.

 

Türkiye vakit geçirmeden, Avrupa Birliğine girme kararından vazgeçmeli. Başbakan’ın söylediği gibi AB kriterlerini Ankara kriterleri haline getirerek demokrat, çağdaş ve uygar bir ülke haline gelmek için Türkiye’ye uygun adımları kendi atmalı. Ayrıca ABD güdümlü politikalardan derhal vazgeçerek kendi ülkemizin menfaatlerine göre hareket etmeliyiz.

 

Bugün “Libya’da ne işimiz var” derken iki gün sonra başkalarının baskısı ile fikir değiştirmemeliyiz.

 

ABD çıkarlarının en yakın takipçisi olmak, dost olmamız gerekenlerle düşman, düşman olmamız gerekenlere de anlamsız jestler yapmamıza sebep oluyor. Bu dış politikanın mantıklı hiçbir izahı olamaz.

 

Her devletin “kırmızı çizgileri” vardır. Devletin başına seçimlerde en büyük oyu alarak bir sinema sanatçısı, bir ev kadını veya bir belediye başkanı geçebilir her seçimden sonra gelen kişiye uygulamalı eğitim mi verilecek? Seçimi kazandım “o zaman Kıbrıs’ı veririm, Ermenistan’a kapı açarım, Ege’de Yunan tezlerini önemsemem, Batı Trakya mı o da ne, Kürt devleti kurulacaksa ben kurarım hatta özerkliğe ön ayak olurum” diyemezsiniz.

 

Hükümetin “komşularımızla sıfır sorun politikası” diye kamuoyu gündemine “büyük başarı” olarak taşıdığı safsatanın sonunda içi boş bir hayal olduğu ortaya çıkmıştır.

Türkiye, AKP’nin iktidar olduğu dokuz sene öncekinden daha sorunlu ve tartışmalı bir dış politika girdabının içine yuvarlanmış bulunmaktadır.

İşin en önemli yanı, büyük risk unsurları taşıyan bu politikanın sonuç itibarı ile hasarını giderebilecek her türlü birim etkisiz hale getirilmiş, çalışanları da görev başından uzaklaştırılmış, çeşitli gerekçelerle tutuklanmış veya emekli edilmiştir. Allah muhafaza, bu dış politikanın mimarları yarın çıkıp “biz hata etmişiz, ne olur bunu düzeltin” deseler de Türkiye’de artık bunu düzeltebilecek hiçbir kamu kuruluşu kalmamıştır.

 

 

omer@kanburoglu.com < 10 Eylül  2011

 

 

 

Bankruptcy Foreign Policy

 

 

During the cold war against the Soviet threat growing Turkish-US relations, the United States after the fall of the Soviet Union began to trouble us with the changing threat perception.

 

In the past the threat to the common perception is now moving toward opposite poles. U.S. sees as a threat indeed, everything in our geopolitical and geo-strategic states that require us to be in good standing. In international relations, "naturally friendly, natural allies, the eternal friendship" as the terms are used only for propaganda purposes. In fact, no state is not friendly and not another. Carried out on the basis of mutual benefit relations between States. If a state's interest in him from the other "words get the bag filled," he can not be expected to establish the relationship. The basis of mutual relations of reciprocity is very important. If you are one of the hostility to you, your friendship to do it can be explained by ignorance or treachery.

 

Nine years, the AKP government's foreign policy argument used for propaganda purposes, "zero problem with neighbors" policy is now bankrupt. In fact, prior to the bankruptcy of such a structure should be established, but there was already such a thing, never did and would not only today, at the point in time in the AKP's foreign policy adventurers have understood this.

 

Had Losing Turkey

Although partisan media, "Turkey's rising reputation in the Middle East with Arab spring" in the headlines, no one is being shot in the streets of Syria and Libya against Recep Tayyip Erdogan made mention of the demonstrations.

 

Prime Minister Erdogan that the U.S. Greater Middle East Project Co-chairman has voiced praise at every opportunity, then, is now described by U.S. Secretary of State Hilary Clinton, "the Global Forum for Combating Terrorism," co-chair will assume the United States and Turkey. According to Clinton, the most important aim of the Forum, escaped the grip of authoritarian regimes in the Middle East will prevent fundamentalist terrorism to gain ground.

Get better.

 

War Academies Command in 2002, organized by the "How to Create a Zone of Peace around Turkey on" The Secretary-General Gen. Tuncer Kilinc symposium, speaking the National Security Council, Russian Federation, Turkey, the EU gave up and said that Iran should turn to cover the new orientation. At that time that Gen. Kilinc's remarks "did not know the people who know a lot of things" as one of the state's most high-ranking official said. Nine years have passed and we came through the middle point of this statement, the European Union has grown and the battery is no longer the point of disintegration, but we still came to the door "lackey" are doing. Threat perceptions in a US-led foreign policy is completely different, although still there. This is nothing new. The new, US-led foreign policy, and it is completely against us, although the public display of a structure and vice versa with a simple disinformation tactics. But once everyone was doing was paying the price.

 

The coalition government wants to send to parliament during the MHP's justified insistence on file in the death of Abdullah Ocalan, the U.S. "If you do this in Southeastern Turkey will start mass riots" and denied the threat. At that time, subservient to this threat, pays tribute to the Turkish state, it attracts today.

 

Israel to attack Iran to protect their lands against the U.S. "missile shield" than those permitted to place the "scenario" due to fighting with Israel, such as cat and dog is very funny.

 

Turkey without delay, give up decision to enter the European Union. As the Prime Minister said, by making the democratic criteria of the EU criteria, Ankara, Turkey to become a modern and civilized country should take the appropriate steps are. In addition, according to the interests of US-led policies of our country should move immediately gave up their own.

 

Today "what are we doing in Libya," he said, two days after the ideas of others can not change with pressure.

 

Being a close follower of U.S. interests, we are friendly things you have to the enemy, the enemy that we are what it takes to lead us to make meaningless gestures. This foreign policy can not be any sensible explanation.

 

Each state's "red lines" are. Head of state elections by a vote of the biggest artist in a movie theater, a homemaker, or a mayor may be given practical training after each selection from the people? Selection won the "give it time to Cyprus, Armenia, I open the door, take heed of the Aegean Greek thesis, what it is in Western Thrace, autonomous Kurdish state in the front leg is set up, I'll even set up" can not say.

 

The government's "policy of zero problems with neighbors," the public agenda as a "big success" carries the fallacy that has emerged at the end of a hollow dream.

Turkey, the AKP government is problematic and controversial than the previous nine years as a foreign policy has fallen into the vortex.

The most important aspect of work, with elements of greatest risk as of result of this policy will eliminate all kinds of damage to the unit was made ineffective, workers removed from the beginning of the task, was arrested on various grounds, or have been retired. He maintained, that the architects of foreign policy come out tomorrow, "we get offended error, happens to fix it," they say of any public institution in Turkey that can correct this now survives.

 

omer@kanburoglu.com < September 10,  2011

 

 

 


 

Z ANA SAYFAYA DÖN