|
|
|
|
|
Ömer Lütfi Kanburoğlu, Türkiye Euro'ya geçerek kaybettiği mali disiplini tekrar yakalayabilir.
Türkiye acilen Euro’ya geçmeli
Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin tek bir sebebi var o da mali disiplin olmayışı; Ekonominin “Ben yaptım oldu” modeli ile yönetilmesi.
Herkesin üzerinde uzlaştığı tek konu “ülkede mali disiplin yok”… Öyleyse ne sağlamak lazım? Mali disiplin!
Bu nasıl sağlanır?
Mesela canın istediği zaman para basarsan, mali disiplin sağlanır mı?
Veya “İşler yolunda gitmiyor. Filanca, olmadı falanca seni Merkez Bankası başkanı yaptım” dersen mali disiplin sağlanır mı?
Veya “Döviz fiyatları artıyor, alım satımına kota koydum. Bundan sonra şu kadardan fazla alamaz bu kadardan fazla satamazsın” dersen mali disiplin olur mu?
Veya Avrupa’dan ithal edilen malzemeyi satın almak için ihale açarken “Teklifi Türk lirası ile vereceksin” der ve on ay sonra ödemeyi lira ile yaparsan mali disiplin olur mu?
Olur, ama silah zoru ile ve ancak bu kadar olur…
Tüccar şu anda ne yapacağını şaşırmış durumda. Her şeyin fiyatı dövize endeksli ama satarken lira ile satıyor. Sattığı malı alıp yerine koymaya kalktığı zaman dövizle…
Sözleşmelerde artık Merkez Bankası döviz kuru geçerli değil, çünkü hiçbir şey ifade etmiyor, Dünya’daki son komünist ülke olduğumuz için Merkez Bankasının uyguladığı döviz kuru piyasada geçmiyor. O, sadece keriz silkelemek için televizyonların bir köşesinde yerini koruyor.
Sözleşmelerde herkes çalıştığı bankanın döviz kurunu baz alarak işlem yapıyor; artık hangi banka ile çalışıyorsa iş bitiminde o bankanın döviz kuru geçerli oluyor.
Aslında bu kaosun önüne geçmenin bir yolu var
Türkiye zaten Avrupa Birliği uyum sürecinde bir ülke, yıllar önce Gümrük Birliğine geçtik, çoğuna uymasak da bir sürü uyum yasası çıkardık ve bu süreç hâlâ devam ediyor.
Türkiye gibi mali, ekonomik, sosyal ve hukuki disiplini olmayan gayrı ciddi bir ülkenin acilen yapması gereken Euro para birimine geçmek olacaktır.
Böylece, istediği zaman para basamaz.
Sözleşme ve ihalelerdeki lira ile döviz arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanan saçmalıklar biter.
Döviz arttı diye hıyara, karpuza zam yapan cingözler kendilerine çarpacak başka kapı arar.
Hükümet “döviz arttı” diye her gün zam yapma derdinden kurtulur.
Bunun sakıncaları yok mu?
Elbette var; Ekonomisi zayıf ülkelerin Euro’ya geçişi ile bir sarsıntı yaşadıklarını göz ardı edemeyiz ama karşılığında kazanacağımız mali disiplinin getireceği fayda, kısa vadede yaşayacağımız ekonomik sıkıntıların yanında devede kulak kalır.
Neticede Euroya geçersek Türkiye’nin %80’i ortalama 300 Euro maaş ile geçinmek zorunda kalacak ve satın aldığı her şey AB ülkelerindekine kıyasla daha pahalı olacak; çünkü şu anda zaten birçok şeyin fiyatı Türkiye’de daha pahalı.
Avrupa’da pahalı olan tek şey kira, o da hükümetimizin yaptığı düzenlemelerle Avrupa seviyesine çekildi. Artık Türkiye’de de kiralar 1000 Euro’dan başlıyor.
Avrupa’dan tek farkımız aldığımız ücretler; bizim aylığımız, onların günlüğü…
Eğer “bunu yaparsak batarız” diyorsanız, şunu bilin ki kamaranın içinde durduğunuz için olayın farkında değilsiniz; dışarı çıkmak için kapıyı açtığınızda suyun kamaranıza hücum ettiğini göreceksiniz ama artık suyun dibinde olduğunuz için iş işten geçmiş olacak.
omerkanburoglu@yahoo.co.uk 09 Haziran 2023
|
|