Ömer Lütfi Kanburoğlu,  Okullar spora ve sporcuya herhangi bir katkı sağlamadıkları gibi bir de köstek oluyorlar.

 

 

Eğitim Sisteminin

Sporculara Olumsuz Etkileri

 

 

Bilindiği gibi, spor çok erken yaşta başlanması ve disiplin altında yürütülmesi gereken bir uğraştır.

Her ülke, geleceğin sporcularını yetiştirebilmek için çeşitli kaynaklar kullanır. Örneğin eğitim kurumları bunların başında gelir.

Okulların spora, sporcuya bakış açısı ve ellerindeki imkânlar o ülkenin  geleceğin sporcularını yetiştirebilmesindeki en önemli etkendir.

 

Peki, tartışma götürmeyecek kadar açık olan bu sistem Türkiye’de işliyor mu?

 

Cevabı, tek kelime ile HAYIR!

 

Okullar spora ve sporcuya herhangi bir katkı sağlamadıkları gibi bir de köstek oluyorlar.

 

Çocuğunun geleceğin sporcusu olmasını hayal eden veliler, kendi özel hayatlarını toprağa gömüyor, haftanın beş veya yedi günü çocuğu sırtlayıp oradan-oraya gezdirip duruyor, aman yemeği eksik olmasın diye kendi yemiyor çocuğuna yediriyor, kendi cebinde otobüse binecek parası yokken çocuğu soğuktan hastalanmasın diye antrenman sonrası taksi ile eve dönüyor, üstüne üstlük bir de kulübe para ödüyor. Bütün bu rezaletin adı da spor yapmak oluyor.

 

Tamam. Aileler bütün bunları sineye çekmeye hazır. Zaten çekiyor da; ama, çocuklar ülkesi adına iyi bir sporcu olmak için  katlandığı bunca eziyetin üstüne birde antrenman sonrası kursa git, gece yarısı ödevlerini tamamla, müsabakaya katıldığın için kaçırdığın sınavından sıfır al gibi lüzumsuz bir işkenceye maruz kalıyorlar.

 

Bütün bunların sonunda ne oluyor biliyor musunuz? Yılların emeği, çocuklar Anadolu Lisesi sınavlarına veya üniversite sınavlarına hazırlandığı için heba olup gidiyor, geleceğin sporcusu diye ülkenin ümit bağladığı insanlar mecburen antrenmanlarını bırakıp, klüpten ayrılıyor ve bir üniversite bitirebilmenin peşine düşüp rezil oluyorlar.

 

Bu sistemde bir çarpıklık var, acilen düzeltilmesi lazım.

Türkiye’nin milyonlarca mimara, mühendise ihtiyacı yok; ama her branşta bir olimpiyat şampiyonuna ihtiyacı var.

 

Her Türk vatandaşının üniversite bitirmesi gerekmiyor, böyle yapa yapa geldiğimiz nokta ortada; artık üniversite mezunu şoförlerimiz, hukuk fakültesi mezunu mübaşirlerimiz, üç dil bilen bekçilerimiz, doktora yapmış memurlarımız var…

 

Böyle bir ülkede sporcu yetişir mi?

 

Belediyeler her Allah’ın günü kaldırımları bozup tekrar-tekrar yapacaklarına her semte bir spor kompleksi yapmalılar.

 

Boy ve bel ortalaması 1.65 olup mayasına  “fıçı” geni karıştığından şüphelendiğim Anadolu insanından acaba çok şey mi bekliyorum?

 

Böyle bir sistem içerisinde sporcu yetiştirecek, müsabakaya sokacak ve şampiyon yapacaksınız. Kazara, belki Avrupa, belki de olimpiyat şampiyonu olacak ve göndere Türk bayrağı çekilecek öyle mi?

 

O bayrak gönderde dalgalanırken bu ülkenin spor ve eğitimden sorumlu yöneticileri, sorumluları ve bakanları hiç utanmayacak mı? “Biz bu gence ne katkı sağladık da zaferini paylaşıyoruz” diye kendi kendilerine sormayacaklar mı?

 

El insaf, hepinizi utanmaya davet ediyorum…

 

 

omerkanburoglu@yahoo.co.uk  07 Aralık 2006