Ömer Lütfi Kanburoğlu, Kadınların asla vazgeçemeyeceği üç şey ev, iş ve cep telefonudur. Kadınlar konuşmadan kaç gün durabilir?

 

Kadınların asla

vazgeçemediği üç şey…

 

 

Kadınların asla vazgeçemeyeceği üç şey nedir?

 

Birincisi iş telefonudur; çünkü, mutlaka bedavadır.

 

İkincisi ev telefonudur; çünkü, faturayı genellikle kocaları öder.

 

Üçüncü ve sonuncusu ise cep telefonudur, bunun faturasını ise bazen kendileri öder.

 

Bir kadını telefona bağlayan şey nedir acaba? Örneğin; bir kadın, daha yarım saat önce evden çıkarken vedalaşarak ayrıldığı annesini, işe gidince “anne nasılsın, ne yapıyorsun” diye niye arar acaba? Yarım saat, acaba kadınların bulunduğu yerden bakınca çok uzun bir zaman dilimi olarak mı algılanıyor?

 

Bir kadın arkadaşına telefon açıp; “ne yapıyorsun?” diye sorduğunda acaba nasıl bir cevap almayı bekliyordur? İşi, gücü olan bir insanın bu soruya cevabı ne olabilir? Muhtemelen iş güç sahibi bir insanın bu soruya vereceği cevap “sana ne kardeşim, bir şey söyleyeceksen söyle kapat” olmalıdır; ama hayır!

Bir kadının “Ne yapıyorsun” gibi abuk bir soruya verdiği cevap, muhakkak “Ne yapim işte, sen ne yapıyorsun” gibi subuk bir cevap olur. Çünkü; kadınlar genellikle işleri olmadığını zannederler, veyahut kendilerini işleri olmadıklarına inandırmışlardır. Halbuki, çalıştıkları birimde veyahut evde, telefonda çene çalmaktan başka yapacak bir sürü işleri vardır.

 

Kadınların telefonda konuşma eylemleri acaba konuşmadan duramama dürtüsünden mi kaynaklanmaktadır? Bir kadın,  acaba konuşmadan kaç saat durabilir?

 

ABD’de yapılan araştırma sonuçlarından elde edildiği söylenen bulgulara  göre, konuşmadan iki gün duran kadınların dillerinin şiştiği ve agresif sosyal bozukluklar gösterdikleri saptanmış. Bu araştırmaların ne derece ciddi yapıldığı tartışılır. Fakat şurası bir gerçek ki, bir kadının konuşmadan, hele telefonda konuşmadan bir-iki gün geçirmesi mümkün değildir. Eğer böyle bir kadın varsa muhtemelen transseksüeldir, topluma kendini kadın diye yutturuyordur.

Sevgilerle…

omerkanburoglu@yahoo.co.uk  08 Şubat  2005