Ömer Lütfi Kanburoğlu, Amerika Birleşik Devletleri bayrağını kıçına don yapan insanlarla savaşa gidiyor ve bu yüzden Pirüs Zaferi dahi kazanamıyor.

 

Başkan Bush vatan haini mi?

 

 

 

Uzun bir süredir, aklımı kurcalıyor bu soru; acaba Başkan Bush vatan haini mi?

Niye ülkesine bu kadar kötülüğü dokunuyor?

Başkalarına, diğer ülkelere değil; kendi ülkesine yaptıklarını tartışmak istiyorum!

 

Babasının kendisine bıraktığı mirası öylesine hoyratça harcadı, günlerini öylesine heba etti ki, Amerika Birleşik Devletleri onun bıraktığı bu enkazı değil Demokrat Parti, Komünist Partisi bile iktidara gelse artık yıllarca temizleyemeyecek.

 

Enkaz derken ekonomik bir enkazdan bahsetmiyorum; Amerika Birleşik Devletleri’nin dünya üzerindeki söylemlerinde inanılırlık oranı, demokrasi mücadelelerine ve sivil toplum örgütlerine verdiği destek; hepsi, hepsi bir kalemde yok oldu.

Yılların birikimi olan ABD’nin dünya üzerindeki imajı artık hak, adalet ve özgürlük kelimeleri ile değil terör, baskı, şiddet ve cehalet ile anılır oldu. Evet, cehalet! Bu kelimenin muhatabı da bizzat Başkanın kendisi…

 

Bir ülke düşünün ki, bir iktidar dönemi kadar kısa bir sürede Dünyanın yarısını kendisine düşman ediyor. Bu, dünyayı işgal etme hayali kuran bazı Evangelist fundamentaller tarafından karşı atak başlatabilmek için başarı olarak görülse de, herkesi kendine düşman etmenin başarılı bir tarafı olmadığı çok açıktır; hele dostlarınızı asla!

 

Başkan Bush “ya bizdensiniz, ya düşman” derken sizin nerde durduğunuz onun için zaten bir anlam ifade etmiyor. Siz onun yanında dursanız, o yerinde duramayan ve sürekli yer değiştiren bir insan olduğu için birden onun karşısında kalabiliyorsunuz. Bu ironik durum sadece ve sadece onun ve ekibinin cehaletinden kaynaklanıyor.

 

Bir insan sürekli düşman kazanır mı? Bunun mantıklı bir açıklaması olabilir mi? Hele hele, bütün İslam alemini karşısına alır mı?

 

Başkan Bush ve politikaları sayesinde İslam ve terör aynı cümleler içinde yer alır oldu. Her Amerikan filminde bütün teröristler Ahmet, Kerim ya da Muhammed; bu bir rastlantı mı? Geçiniz…

Teksas, Tommiks gibi çizgi roman kahramanlarının senaryosuna bile müdahale eden Amerika bütün bunları artık tesadüflere mi bırakıyor?

 

İslam dünyasında terörist yok mu?

Elbette var, milyonlarca aç ve cahilin olduğu bir yerde terörist olmaz mı?  Ama bunun sorumlusu gene bizatihi Amerikalı yöneticiler. Bu insanlara silah veren, kanla besleyen yine kendileri.

Unutmayınız, Amerikan ordusu tek bir el silah atmadan Irak’ı işgal etti. Bağdat’a kadar alkışlar eşliğinde girdiler. Saddam’ın heykellerini Irak halkı ile beraber devirdiler, sonra ne oldu da Irak halkı birden terörist oldu?

 

Bunu o tarihte de yazmıştım şimdi de yazıyorum, Amerika Birleşik Devletleri’nin sorunu yozlaşma. Amerikan ordusunun II.Dünya Savaşından sonra kazandığı hiç bir zafer yok. O tarihten bu yana yarım asır geçti ve o kahramanlar artık tarihe karıştı.

 

Şu andaki ABD ordusu Porto Rico, Meksika, Arjantin, Uruguay, Çin ve daha burada adını yazamadığım bir sürü milletin bileşkesinden oluşuyor. Askerlik ciddi bir iştir; o ülkenin evlatlarından oluşur ve herkes tarafından saygı görür. Oysa siz o millet ile dil, din, ırk ve kader bağı olmayan insanlara üniforma giydirirseniz bunların mesleği asker değil, sadece katil olur.

Onuru, şerefi, haysiyeti olmayan insanlarla savaşa giderseniz belki bir katliam yaparsınız ama sizi bekleyen başarı değil, Pirüs Zaferidir.

Bugün, Amerika Birleşik Devletleri bayrağını kıçına don yapan insanlarla savaşa gidiyor ve Pirüs Zaferi dahi kazanamıyor.

Bu, bir ülke için utanç vericidir.

 

İki tane kabile reisine kukla bir devlet kurduracağım diye Başkan Bush ve ekibinin yapmadığı kalmadı. Orta Doğu’da istikrar tamamen hayal oldu, tek bir sebebi var Başkan Bush ve ekibi.

Bush’un anlamadığı bir şey var. Devlet geleneği olmayan insanların devlet kurması mümkün değildir. Devlet kurdurmaya çalıştığı bu kavmin tarih boyunca ne devleti ne toprağı olmuştur, olamaz da. Çünkü; devlet ciddi bir yönetim biçimidir; soytarılar devlet kursa idi Kral Henry’nin soytarıları bugün İngiltere tahtında oturuyor olurlardı.

 

Sayın Başkan, siz sürekli fikir değiştirseniz de biz sizin temsil etmeniz gereken değerlerin yanında olacağız.

Çünkü biz demokrasi, özgürlük ve insan haklarına inanıyoruz.

Ve herkese hak ettiğinin verilmesinden yanayız; ama asla daha fazlasının değil…

Kalın sağlıcakla,

 

omerkanburoglu@yahoo.co.uk  27  Ekim  2007