|
|
|
|
|
Ömer Lütfi Kanburoğlu, İnsanlar iş bulamayıp "bari polis olup üç-beş kuruş maaş alayım, idare edip gideyim" diyorsa ondan değil polis, hiçbir şey olmaz.
Polise kimlik sormak
Polise kimlik sorulur mu? Polis olduğunu iddia eden sivil bir kişiye belki sorarsınız ama üzerinde resmi üniforma v.s. olan birine kimlik sorabilir misiniz, sorarsanız ne olur?
Demokratik bir ülkede polise kimlik sorulmaz; çünkü polis zaten kimliğini göstermek, tutukladığı kişiye haklarını söylemek, eğer yoksa ona bir avukat sağlamak, konuşmama hakkına saygı göstermek zorundadır.
Bir ülkede “polise kimlik sorulur mu” diye bir tartışma içerisine girmek bile o ülkenin demokrasi sicili için hoş olmayan bir durumdur. Demek ki, Türkiye’de demokrasi açısından bazı sorunlar yaşanıyor.
Geçtiğimiz günlerde polis kıyafeti giyerek müzikhol basıp bir kadını kaçıran zorbalar marifetiyle gündemimize yerleşen bu tartışma, İstanbul Emniyet Müdürünün halka “polislere mutlaka kimlik sorun” uyarısı ile iyice alevlendi. Bu tartışmaya cevap veren vatandaşlarımızın istisnasız hepsi “polise kimlik sorarsan sonun ne olur bilinmez” şeklinde cevaplar verdi.
Kamuoyunda o kadar kötü bir polis imajı var ki, insanlar polise kimlik sormaya cesaret edemiyor. Polise kimlik sorabilmeniz için, sonrasında onun size uyguladığının üç-beş katını uygulayabilecek kudretiniz olması lazım. Yani, eğer savcı veya hakimseniz polis sert kayaya çarpar, hatta sizi kızdırırsa kendini de hapishanede bulabilir. Peki, savcı veya hakim değilseniz polis şiddetinden kendinizi nasıl koruyacaksınız? Orası belli değil...
Eğer sıradan bir vatandaşsanız hiçbir şey yapamazsınız. Örneğin, eylem yapanları göz önüne getirelim; taksici, öğrenci, memur eylem yaparsa polis maşallah Hun ordusu gibi üzerlerine saldırır, önüne geleni coplar, hatta ateş edenine bile rastlayabilirsiniz ama PKK’lı teröristler, sapık travestiler, tinerciler vs. karşısında arada polis bulasın. Savunmasız ve sıradan insanlar karşısında Hun ordusuna dönüşenler, kendilerini kıtır kıtır keseceklerini bildikleri için bu insanlara hiç bulaşmaz.
Bu yanlış sistemin temelinde, polisliğin kutsal bir meslek olduğunun göz ardı edilmesi yatıyor. Polisliği iş bulamayan insanların son sığınağı haline getirirseniz olacağı budur.
Eğer bir insan yardıma muhtaç olana, imdat isteyene elini uzatıyorsa işte o iyi bir polis olabilir; ama kişi iş bulamayıp "bari polis olup üç-beş kuruş maaş alayım, idare edip gideyim" diyorsa ondan değil polis, hiçbir şey olmaz.
Eğer polis kıyafeti giymiş insanlar bir eğlence merkezini basıp genç bir kadını herkesin gözü önünde saçından sürükleyerek alıp gidiyor ve oradaki insanlar "bunlar polis" düşüncesiyle hiçbir şey diyemiyorsa İçişleri Bakanının şapkasını önüne koyup "bu işte bir yanlışlık" var diye düşünmesi lazım.
Polis vatandaşların korkup saklanacakları değil, sığınıp yardım isteyecekleri makamdır. Bu olayın arkasındaki psikolojik travma bile başlı başına ülkemizin demokrasi sicili için bir utanç vesilesidir.
omerkanburoglu@yahoo.co.uk 05 Aralık 2008
|
|